Kum dökme bilhassa fosfat, sistin ve oksalat şeklinde kristallerin vücudun bulunmuş olduğu sıcaklıkta idrarda çözünememesi sonucunda katı olarak parça parça idrarda kalmasıdır. İnsan vücudunda üriner sistem böbreklerden ince idrar kanalları vasıtasıyla idrar kesesine şu demek oluyor ki mesaneye idrar taşınması ve buradan da vücut dışına atılması şeklinde işler. Böbreklerden idrar torbasına giden idrarda kum yada taş bulunması durumunda idrar ince idrar kanallarından kolaylıkla ilerleyemez ve burada birikmeye niçin olur. Bu birikme sonucunda böbreklerde şişme meydana gelir ve bu şişme şiddetli ağrıya, kimi zaman de bulantı ve kusmaya sebep olur. Oluşan taş ince idrar kanallarına doğru inmeye başladıkça ağrı vücutta daha da yaygınlaşır ve idrara çıkma isteği sıklaşır.
Bu süreçte idrarın rengi koyulaştığı şeklinde idrarda kan görülme olasılığı da vardır. İdrar yapma esnasında ise yanma hissi oluşabilir. Kum dökme yada taş düşürme durumlarında duyulan ağrı genel anlamda fazlaca şiddetli olduğundan hastalar hastaneye başvururlar ve bu duruma renal kolik denir. Renal kolik durumuna acil servislerde çoğunlukla rastlanılır, hatta acil servislerde en sık karşılaşılan üriner sistem rahatsızlıktır denilebilir.
Bu idrarda çözünemeden kalan kristallerin boyutları önemlidir. Kristallerin boyutları büyüdükçe idrar ile atılması zorlaşır. Bu şekilde durumlarda idrarın bekletilmesi fazlaca sakıncılıdır bu sebeple idrarda çözünemeden kalan ufak kristaller idrarın bekletildiği süreçte dibe çöker ve birbiriyle kaynaşarak daha büyük kristaller haline gelir. Atılamadığı sürece de böbreklerde devamlı yüksek şiddetli ağrı hissedilir. Bazı kişilerde ise böbrek kumu dökme esnasında bu şekilde ağrılar hissedilmeyebilir.
Kum dökme rahatsızlığı bulunan insanlarda bu durumun tekrarlama olasılığı ilk 10 yıl içinde %50’dir. İlk kum dökme tecrübesinde kişiye doğru tedavi uygulanmadığı takdirde tekrarlama olasılığı daha da artar.
Kum dökme semptomları bulunan bir şahıs hastaneye başvurduğunda idrar ve kan tahlilleri uygulanır. Hastanede meydana getirilen bu tahlillerde böbrek fonksiyon testleri (üre-kreatinin), kan elektrolit düzeyleri (sodyum, potasyum, klor, kalsiyum) ve enfeksiyon belirteçleri testleri (kan sayımı, CRP, idrar tahlili ve kültürü şeklinde) değerlerine bakılır. Bazı hastalarda böbrek fonksiyonlarının yükseldiği gözlenebilir ve bu durumda böbrek fonksiyonlarını daha da yükseltecek olan ilaçlardan kaçınılması önerilir.
İdrarda kristallerin çözünememesi sonucu oluşan kumun ince idrar kanallarında ilerleyememesi ve birikmeye yol açması sonucunda idrar yollarında enfeksiyon da oluşabilir. Enfeksiyon görülen hastalar yakından takip edilmelidir ve bu enfeksiyon durumu da uygun görülen antibiyotikler ile düzeltilmelidir. Enfeksiyon durumu uygun antibiyotik tedavisi ile düzeltildikten sonrasında idrarın kanallardan muntazam şekilde akmasını sağlamak için uygun görülen tedavi şekilleri uygulanmalıdır.
Hastanın kum döktüğü anlaşıldıktan sonrasında düşen taşın yada dökülen kumun kanalın neresinde bulunduğunu gözlemlemek ve büyüklüğünü görmek için böbrekteki tıkanıklık sonucunda oluşan şişmenin ne durumda bulunduğunu idrak etmek ve bu durumlara gore bir tedavi yöntemi önermek için film çektirmek lüzumlu olabilir. Bu amaçla kullanılan yöntem çoğu zaman idrar yolları ultrasonografisidir. Bu yöntemde hastalar radyasyona da maruz kalmaz ve böylece gebelerde ve çocuklarda da güvenle kullanılabilir. Sadece fazlaca ufak boyutta olan taşlar görülemeyebilir ve bu durumda bilgisayarlı tomografi kullanılması uygun görülür. Bilgisayarlı tomografi böbrek taşlarını yada kumu göstermek için kullanılan en iyi yöntemdir ve en net görüntülemeyi sağlar.
Kum dökme durumu hanımefendilere kıyasla erkeklerde daha sık görülür. Ailede bu durumun görülmüş olması yada görülmeye yatkınlık kum dökülmesi riskini arttırabilir. Beslenme ve yaşanılan bölgenin kum dökme üstündeki tesiri büyüktür. Yüksek dağlık yerlerde ve kuraklık bulunan bölgelerde daha çok görüldüğü saptanmıştır ve bu durumda Türkiye’de de doğu bölgesinde dağlık alan fazlalığından dolayı batıya gore görülme olasılığı daha yüksektir.
Kum dökme emareleri
Kum dökmenin en belirgin emaresi böbreklerde şu demek oluyor ki karnın yan taraflarında duyulan hatta kimi zaman kasıklara, sırta kadar yayılan şiddetli ağrıdır. İdrara çıkıldığında yanma hissiyatı, idrar renginin koyulaşması hatta bazı durumlarda kimi zaman gözle görülebilen kimi zaman de tahliller sonucunda idrarda kan görülebilmesi, idrara çoğunlukla çıkılmış olduğu halde idrarın tam boşalmaması hissi en sık görülen emareler arasındadır. Bu emarelere ek olarak böbreklerdeki birikme sonucu oluşan bulantı ve kusma şeklinde emareler de görülebilir. Kum dökülmesine bazı durumlarda enfeksiyon da birlikte rol alır ve bu da böbrek kumu emarelerine örnek olarak gösterilebilir. Böbrek kumları yada taşları uzun süre süresince asla emare vermeden de içeride gelişme izah edebilir. Bu duruma karşı dikkatli olmak gereklidir.
Kum dökmekten iyi mi korunabiliriz?
Tuz tüketimini azaltmak,
Günde 2-3 litreye kadar su içmek,
Lifli yapıya haiz olan sebze ağırlıklı besinlerle beslenmek,
Egzersizin kristal birikimin engellediği düşünüldüğü için de hareketli bir yaşam tarzını benimsemek kum dökmesine yada taş düşürmeye alınabilecek önlemler içinde sayılabilir.
Kum döken hastaların tedavisi
Böbreklerden ince idrar kanallarına düşen kristallerin şu demek oluyor ki taş yada kumun boyutu tedavi için önemlidir ve bu boyut film yöntemiyle belirlenir. Belirleme sonucunda boyutun 5mm’den ufak olduğu görülürse kendiliğinden düşme olasılığının yüksek olduğu söylenir. Bu olasılık %70-85 kadardır. Bu boyuttaki kum yada taş için ağrıyı azaltmak amaçlı ağrı kesici kullanımı kafi görülür. Ağrı kesici tedavisine ek olarak hastanın bol miktarda sıvı tüketerek idrar miktarını arttırması ve böylece bulunan ufak boyuttaki kristallerin atılımını kolaylaştırması tavsiye edilir. Bununla birlikte görülen tedavilere ek egzersiz yapılması bilhassa de sık sık ip atlanması kumun yada taşın düşmesi için iyi bir yöntemdir. Bu egzersizler biriken kristallerin aşağıya doğru hareketini hızlandırır. İnce idrar yayınlarını genişletme tesiri bulunan prostat ilaçları da tedavi için kullanılabilen ilaçlar arasındadır. Bu prostat ilaçları 5mm’den daha büyük olan çoğu zaman boyutları 5-10mm’ler içinde bulunan taşlar yada kumlar için kullanılır.
5mm’den ufak olması durumunda uygulanan ağrı kesici tedavisine cevap vermeyen ve bir türlü düşmeyen böbrek taşlarında ses dalgası ile taş kırma tedavisi (ESWL) uygulanabilir. Bu tedavi yöntemi sonucunda da taşın sert olması yada hastanın bu tedaviye aslına bakarsak uygun olmamasından dolayı bir cevap alınamıyorsa, endoskopik lazerle taş kırma tedavisi (URS) uygulaması uygun görülür.
Kum dökme semptomlarından olan bulantıyı önlemek için uygulanan tedavilere ek mide bulantısını hafifletici ilaçlar da hastaya uygulanabilir. Kum dökmesine bazı durumlarda birlikte rol alan enfeksiyonun önlenmesi için bununla beraber hastaya uygun bir antibiyotik tedavisi de başlanabilir. Antibiyotik tedavisi uygulanacak hastalarda uygun antibiyotik seçimi önemlidir aksi takdirde hastada antibiyotik direnci oluşma ihtimali vardır. Tedavi süresince böbrek fonksiyonlarının geri gelip gelmediği yada böbrekteki şişliğin boyutunun iyi mi değişmiş olduğu gözlenir ve buna gore tedaviye devam edilir.
Böbrek kumu
by admin • Genel Hastalıklar Tags: Böbrek kumu nedenleri, Böbrek kumu nedir, Böbrek kumu tedavisi • 0 Comments
Kum dökme bilhassa fosfat, sistin ve oksalat şeklinde kristallerin vücudun bulunmuş olduğu sıcaklıkta idrarda çözünememesi sonucunda katı olarak parça parça idrarda kalmasıdır. İnsan vücudunda üriner sistem böbreklerden ince idrar kanalları vasıtasıyla idrar kesesine şu demek oluyor ki mesaneye idrar taşınması ve buradan da vücut dışına atılması şeklinde işler. Böbreklerden idrar torbasına giden idrarda kum yada taş bulunması durumunda idrar ince idrar kanallarından kolaylıkla ilerleyemez ve burada birikmeye niçin olur. Bu birikme sonucunda böbreklerde şişme meydana gelir ve bu şişme şiddetli ağrıya, kimi zaman de bulantı ve kusmaya sebep olur. Oluşan taş ince idrar kanallarına doğru inmeye başladıkça ağrı vücutta daha da yaygınlaşır ve idrara çıkma isteği sıklaşır.
Bu süreçte idrarın rengi koyulaştığı şeklinde idrarda kan görülme olasılığı da vardır. İdrar yapma esnasında ise yanma hissi oluşabilir. Kum dökme yada taş düşürme durumlarında duyulan ağrı genel anlamda fazlaca şiddetli olduğundan hastalar hastaneye başvururlar ve bu duruma renal kolik denir. Renal kolik durumuna acil servislerde çoğunlukla rastlanılır, hatta acil servislerde en sık karşılaşılan üriner sistem rahatsızlıktır denilebilir.
Bu idrarda çözünemeden kalan kristallerin boyutları önemlidir. Kristallerin boyutları büyüdükçe idrar ile atılması zorlaşır. Bu şekilde durumlarda idrarın bekletilmesi fazlaca sakıncılıdır bu sebeple idrarda çözünemeden kalan ufak kristaller idrarın bekletildiği süreçte dibe çöker ve birbiriyle kaynaşarak daha büyük kristaller haline gelir. Atılamadığı sürece de böbreklerde devamlı yüksek şiddetli ağrı hissedilir. Bazı kişilerde ise böbrek kumu dökme esnasında bu şekilde ağrılar hissedilmeyebilir.
Kum dökme rahatsızlığı bulunan insanlarda bu durumun tekrarlama olasılığı ilk 10 yıl içinde %50’dir. İlk kum dökme tecrübesinde kişiye doğru tedavi uygulanmadığı takdirde tekrarlama olasılığı daha da artar.
Kum dökme semptomları bulunan bir şahıs hastaneye başvurduğunda idrar ve kan tahlilleri uygulanır. Hastanede meydana getirilen bu tahlillerde böbrek fonksiyon testleri (üre-kreatinin), kan elektrolit düzeyleri (sodyum, potasyum, klor, kalsiyum) ve enfeksiyon belirteçleri testleri (kan sayımı, CRP, idrar tahlili ve kültürü şeklinde) değerlerine bakılır. Bazı hastalarda böbrek fonksiyonlarının yükseldiği gözlenebilir ve bu durumda böbrek fonksiyonlarını daha da yükseltecek olan ilaçlardan kaçınılması önerilir.
İdrarda kristallerin çözünememesi sonucu oluşan kumun ince idrar kanallarında ilerleyememesi ve birikmeye yol açması sonucunda idrar yollarında enfeksiyon da oluşabilir. Enfeksiyon görülen hastalar yakından takip edilmelidir ve bu enfeksiyon durumu da uygun görülen antibiyotikler ile düzeltilmelidir. Enfeksiyon durumu uygun antibiyotik tedavisi ile düzeltildikten sonrasında idrarın kanallardan muntazam şekilde akmasını sağlamak için uygun görülen tedavi şekilleri uygulanmalıdır.
Hastanın kum döktüğü anlaşıldıktan sonrasında düşen taşın yada dökülen kumun kanalın neresinde bulunduğunu gözlemlemek ve büyüklüğünü görmek için böbrekteki tıkanıklık sonucunda oluşan şişmenin ne durumda bulunduğunu idrak etmek ve bu durumlara gore bir tedavi yöntemi önermek için film çektirmek lüzumlu olabilir. Bu amaçla kullanılan yöntem çoğu zaman idrar yolları ultrasonografisidir. Bu yöntemde hastalar radyasyona da maruz kalmaz ve böylece gebelerde ve çocuklarda da güvenle kullanılabilir. Sadece fazlaca ufak boyutta olan taşlar görülemeyebilir ve bu durumda bilgisayarlı tomografi kullanılması uygun görülür. Bilgisayarlı tomografi böbrek taşlarını yada kumu göstermek için kullanılan en iyi yöntemdir ve en net görüntülemeyi sağlar.
Kum dökme durumu hanımefendilere kıyasla erkeklerde daha sık görülür. Ailede bu durumun görülmüş olması yada görülmeye yatkınlık kum dökülmesi riskini arttırabilir. Beslenme ve yaşanılan bölgenin kum dökme üstündeki tesiri büyüktür. Yüksek dağlık yerlerde ve kuraklık bulunan bölgelerde daha çok görüldüğü saptanmıştır ve bu durumda Türkiye’de de doğu bölgesinde dağlık alan fazlalığından dolayı batıya gore görülme olasılığı daha yüksektir.
Kum dökme emareleri
Kum dökmenin en belirgin emaresi böbreklerde şu demek oluyor ki karnın yan taraflarında duyulan hatta kimi zaman kasıklara, sırta kadar yayılan şiddetli ağrıdır. İdrara çıkıldığında yanma hissiyatı, idrar renginin koyulaşması hatta bazı durumlarda kimi zaman gözle görülebilen kimi zaman de tahliller sonucunda idrarda kan görülebilmesi, idrara çoğunlukla çıkılmış olduğu halde idrarın tam boşalmaması hissi en sık görülen emareler arasındadır. Bu emarelere ek olarak böbreklerdeki birikme sonucu oluşan bulantı ve kusma şeklinde emareler de görülebilir. Kum dökülmesine bazı durumlarda enfeksiyon da birlikte rol alır ve bu da böbrek kumu emarelerine örnek olarak gösterilebilir. Böbrek kumları yada taşları uzun süre süresince asla emare vermeden de içeride gelişme izah edebilir. Bu duruma karşı dikkatli olmak gereklidir.
Kum dökmekten iyi mi korunabiliriz?
Tuz tüketimini azaltmak,
Günde 2-3 litreye kadar su içmek,
Lifli yapıya haiz olan sebze ağırlıklı besinlerle beslenmek,
Egzersizin kristal birikimin engellediği düşünüldüğü için de hareketli bir yaşam tarzını benimsemek kum dökmesine yada taş düşürmeye alınabilecek önlemler içinde sayılabilir.
Kum döken hastaların tedavisi
Böbreklerden ince idrar kanallarına düşen kristallerin şu demek oluyor ki taş yada kumun boyutu tedavi için önemlidir ve bu boyut film yöntemiyle belirlenir. Belirleme sonucunda boyutun 5mm’den ufak olduğu görülürse kendiliğinden düşme olasılığının yüksek olduğu söylenir. Bu olasılık %70-85 kadardır. Bu boyuttaki kum yada taş için ağrıyı azaltmak amaçlı ağrı kesici kullanımı kafi görülür. Ağrı kesici tedavisine ek olarak hastanın bol miktarda sıvı tüketerek idrar miktarını arttırması ve böylece bulunan ufak boyuttaki kristallerin atılımını kolaylaştırması tavsiye edilir. Bununla birlikte görülen tedavilere ek egzersiz yapılması bilhassa de sık sık ip atlanması kumun yada taşın düşmesi için iyi bir yöntemdir. Bu egzersizler biriken kristallerin aşağıya doğru hareketini hızlandırır. İnce idrar yayınlarını genişletme tesiri bulunan prostat ilaçları da tedavi için kullanılabilen ilaçlar arasındadır. Bu prostat ilaçları 5mm’den daha büyük olan çoğu zaman boyutları 5-10mm’ler içinde bulunan taşlar yada kumlar için kullanılır.
5mm’den ufak olması durumunda uygulanan ağrı kesici tedavisine cevap vermeyen ve bir türlü düşmeyen böbrek taşlarında ses dalgası ile taş kırma tedavisi (ESWL) uygulanabilir. Bu tedavi yöntemi sonucunda da taşın sert olması yada hastanın bu tedaviye aslına bakarsak uygun olmamasından dolayı bir cevap alınamıyorsa, endoskopik lazerle taş kırma tedavisi (URS) uygulaması uygun görülür.
Kum dökme semptomlarından olan bulantıyı önlemek için uygulanan tedavilere ek mide bulantısını hafifletici ilaçlar da hastaya uygulanabilir. Kum dökmesine bazı durumlarda birlikte rol alan enfeksiyonun önlenmesi için bununla beraber hastaya uygun bir antibiyotik tedavisi de başlanabilir. Antibiyotik tedavisi uygulanacak hastalarda uygun antibiyotik seçimi önemlidir aksi takdirde hastada antibiyotik direnci oluşma ihtimali vardır. Tedavi süresince böbrek fonksiyonlarının geri gelip gelmediği yada böbrekteki şişliğin boyutunun iyi mi değişmiş olduğu gözlenir ve buna gore tedaviye devam edilir.