Başın herhangi bir bölgesinde meydana gelen baş ağrısı, tüm insanlığın yaşamının bir bölümünde deneyim etmiş olduğu bir şikayettir. Acil servislere meydana getirilen müracaat sebepleri içinde ise %3’lük dilimi kapsar. Baş ağrılarının %96’sı iyi huylu karakterdedir sadece geri kalan fena seyirli bağ ağrısı vakaları, erken müdahalenin yaşam kurtarıcı olduğu acil durumlar arasındadır. Acil servis hekimleri bu biçim seyretme eğilimindeki vakaları dikkatlice çözümleme ederek hastanın tıbbi öyküsünü alır ve fizik muayenesini gerçekleştirir. Sonrasında altta yatan duruma dair bir düşünce elde etmek amacıyla çeşitli laboratuvar tekniklerine ve radyolojik görüntüleme yöntemlerine başvurulur.
Baş ağrısı çeşitleri nedir?
Internasyonal Baş Ağrısı Derneği, baş ağrılarını 14 ana grup ve yüzlerce alt grup halinde sınıflandırmıştır. Baş ağrıları altta yatan başka bir sıhhat problemi sebebiyle oluşmuyor ve direkt doğruya baş ağrısı tablosuyla ortaya çıkıyorsa, buna primer baş ağrısı denir. En fazlaca gözlenen tipleri migren, gerilim tipi ve küme baş ağrılarıdır.
Sekonder baş ağrıları ise yüzde 10 oranında görülen, sebebi belli bir hastalığa bağlı olarak, beyin damar hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları, beyin tümörleri, göz hastalıkları, sinüzit, menenjit benzer biçimde hastalıkların seyri esnasında ortaya çıkan baş ağrılarıdır.
Dünya Sıhhat Örgütü (WHO), neredeyse her insanın yaşamının bir bölümünde baş ağrısı yaşadığını belirtmektedir. Baş ağrısı her ne kadar “başın herhangi bir bölümünde meydana gelen ağrı hissi” olarak tanımlanıyor olsa da bu şikayetin ciddiyeti kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Bazı belirtilerin eşlik etmiş olduğu baş ağrıları acil müdahale gerektiren ağrılar olduğundan dikkatli olunması gerekir. Ense sertliği, deri döküntüsü, kusma, sersemlik, konuşma güçlüğü, 38 aşama ve üstü ateş, vücudun bir bölümünün nüzul olması yada görme kaybı benzer biçimde belirtilerin baş ağrısına eşlik etmesi, mevcut durumun acil müdahale edilmesi gerekebilen baş ağrısı olarak nitelendirilmesini sağlar.
Primer baş ağrıları hem bir emare hem de tek başına birer olgu olarak kabul edilirler. Bu baş ağrılarında tetikleyici unsur herhangi bir hastalık ya da alerjik durum değildir. Primer baş ağrıları epizodik (ataklar şeklinde) yada kronik (uzun seyirli) olarak meydana gelebilir. Epizodik baş ağrıları ara sıra belirgenleşip sonrasında kaybolma eğiliminde olan ağrılardır. Epizodik baş ağrılarının süresi 30 dakika ile birkaç saat içinde değişim gösterir. Kronik baş ağrıları sürekli ağrılardır. Çoğu zaman bir ayın bir çok gününde mevcut olan bu ağrılar günlerce sürebilir. Bu biçim baş ağrılarının tedavisinde ağrı denetim yöntemlerine başvurulması esastır.
Birçok değişik türde baş ağrısı mevcuttur:
En sık karşılaşılan baş ağrısı türü gerilim tipi baş ağrısıdır ve bu durum çoğu zaman 20 yaş üstündeki hanımefendileri etkisinde bırakır. Hastalar gerilim tipi baş ağrısınının başın çevresinde sıkı bir halde bant varmış benzer biçimde hissettirdiğini ifade eder. Gerilim tipi baş ağrıları boyun ve kafatasında yer edinen kasların gerilmesi sonucu meydana gelebilir. Vücudun yanlış pozisyonda uzun süre tutulması ya da stres benzer biçimde durumlar gerilim tipi baş ağrısı için kolaylaştırıcı faktörler içinde değerlendirilir.
Küme tipi baş ağrısı, zonklayıcı türde olmayan sadece yüzün bir tarafında yada göz arkasında belirgin yanıcı tarzda ağrı ile karakterizedir. Bu tip baş ağrıları ortaya çıktıktan sonrasında gözlerde sulanma ve burun akıntısı benzer biçimde emareler baş ağrısına birlikte rol alır. Uzun bir süre süresince devam etme eğiliminde olan küme tipi baş ağrısında bu süreç kimi zaman 6 hafta sürer. Küme tipi baş ağrıları haftanın her günü ve kimi zaman günde bir kezden fazla sayıda ortaya çıkabilir. Ortaya çıkmasının altında yatan niçin tam olarak anlaşılamamış olsa da, bu ender tipteki baş ağrılarından en fazlaca 20 ile 40 yaş arasındaki erkekler etkilenir.
Küme tipi baş ağrıları ataklar şeklinde meydana gelir. Bu atakların süresi ise kişiden kişiye değişmekle beraber 15 dakika ile 3 saat arasındadır. Bir çok hastada averaj olarak günde 1-4 arası sayıda atak meydana gelir. Bu ataklar çoğu zaman günün aynı saatinde oluşma eğilimindedir. Bir atağın bitiminin peşinden diğeri oluşarak kümelenme gösterirler.
Ciddi seyirli bir baş ağrısı türü olan migren, çoğu zaman yüzün bir tek bir yarısında ortaya çıkan zonklayıcı tarzda baş ağrısıdır. Migren kendi içinde birçok alt türe ayrılır. Kronik migren baş ağrısı bu alt türlerden biridir ve bir aylık sürenin minimum 15 gününde ortaya çıkar. Bir öteki migren türü olan hemiplejik migrende ise inme benzeri şikayetler meydana gelir. Bu tip bir migren hastasında baş ağrısı olmadan bulantı, görme sorunları ve sersemlik benzer biçimde emareler oluşur.
Bazı migren hastalarında baş ağrısına çeşitli görsel emareler de eşlik edebilir. Bu durum bu hasta grubunda ortalama olarak her 5 kişiden 1’ini etkisinde bırakır ve bu emareler baş ağrısı oluşmadan ilkin meydana gelme eğilimindedir. Aura periyodu olarak adlandırılan bu süreçte kişiler, yanıp sönen ışıklar, parıltılar, çapraz çizgiler, yıldız ya da kör nokta benzer biçimde görsel problemler yaşadıklarını tanım etmektedir. Aura döneminde, yüzün ya da vücudun bir bölümünde meydana gelen karıncalanma ya da konuşma güçlüğü benzer biçimde emareler de semptomlar içinde yer alabilir. Sadece bu migren emareleri ile inme belirtilerinin benzerlik göstermesi sebebiyle bu biçim şikayeti bulunan kişilerin en kısa sürede sıhhat kuruluşlarına başvurması önerilir.
Migren baş ağrısı ailesel geçiş gösteriyor olabilir bundan dolayı çeşitli sinir sistemi durumları ile ilişkili olabileceği düşünülür. Hanımefendiler erkeklere gore migrene ortalama olarak 3 kat daha yatkındır.
Gök gürültüsü baş ağrısı, ansızın ortaya çıkan, beklenmedik ve ciddi seyirli bir baş ağrısı tipidir. Hiçbir uyarıcı bulgu olmadan kurnazca adım atar ve ortalama 5 dakika süresince devam eder. Bu baş ağrısı bilhassa beyindeki kan damarlarını ilgilendiren ve en kısa sürede müdahale edilmesi ihtiyaç duyulan problemlere bağlı olarak oluşur.
- Yüksek Gerilim Baş Ağrısı
Yüksek gerilim (kan basıncının yükselmesi), bazı kişilerde baş ağrısı şikayetinin oluşumuna niçin olabilir. Tansiyona bağlı oluşan baş ağrısı tıbbi desteğe işaret eden alarm bulgulardan biri kabul edilir. Hipertansiyon baş ağrısı başın her iki tarafını da etkisinde bırakır ve karakteristik olarak fizyolojik aktivite esnasında kötüleşme eğilimindedir. Pulsatil (atım şeklinde) olarak oluşan ağrıya görme kaybı, uyuşukluk, burun kanaması, göğüs ağrısı ve nefes darlığı benzer biçimde mühim emareler eşlik edebilir.
Baş ağrısı sebepleri nedir?
Baş ağrısının sebepleri nedir sorusuna verilecek yanıt baş ağrısının tipine gore değişmektedir. Mesela; primer tipi baş ağrılarında, genetik olarak yatkın kişilerde, çevresel faktörler beyinde bir aktivasyon yaratırlar. Bu aktivasyon, beyin damarlarında genişleme yapar ve kimyasal maddeler açığa çıkar. Bunlar sinirleri uyararak ağrıya niçin olur.
Sekonder tip baş ağrılarının altında ise fazlaca değişik niçin olabilir. Mesela enfeksiyonlar (sinüs, kulak, beyin zarı iltihapları), kan damarlarındaki hasarlar (anevrizma, malformasyonlar, damar tıkanıklıkları), tümörler, hipertansiyon nedenlerden bir tek birkaç tanesidir. Bu sebeple sekonder tip baş ağrılarının sebebinin belirlenmesi dirimsel ehemmiyet taşır. Ek olarak hanımlarda tane esnasında baş ağrısı da görülebilir. Bunun haricinde stres de mühim bir tetikleyici faktördür.
Sekonder tip baş ağrısı sebepleri şu şekilde özetlenebilir:
- Beyin tümörü yada beyin anevrizmaları şiddetli baş ağrısı ortaya çıkmasına niçin olabilir. Bu biçim problemlerde görülen baş ağrısı kafa içi hacmin sınırı olan olmasına ve yer kaplayan bir lezyonun kafa içi basıncında artışa niçin olmasından doğar.
- Omurganın boyun bölgesindeki kısmı servikal omurga olarak isimlendirilir. Servikojenik baş ağrıları bu bölgedeki omurların dejenerasyona uğramaya başlaması ve omurilik kanalına bası yapmasından doğar. Bu rahatsızlığa haiz kişilerde baş ağrısına ek olarak yoğun bir boyun ağrısı da ortaya çıkar.
- Bazı ilaçların yanlış kullanımı da baş ağrısı sebebi olabilir. Bilhassa ağrı kontrolünde kullanılan ilaçların fazla kullanımı ya da ani olarak kesilmesi baş ağrısı ile sonuçlanabilir.
- Meninksler beyin ve omuriliği saran zar şeklindeki koruyucu yapılardır. Bu zarların iltihaplanması menenjit olarak isimlendirilir. Menenjit gelişimi sonrasında kişilerde baş ağrısı ortaya çıkabilir.
- Bazı kişilerde travma sonrasında baş ağrısı ortaya çıkabilir. Baş bölgesinde meydana gelen düşme, trafik kazası ya da kayak yaralanmaları benzer biçimde travmalar sonrasında post travmatik olarak tanımlanan baş ağrısı meydana gelir.
- Solunum havası sinüs adında olan boşlukları dolaşarak nemlenir ve ısıtılır. Bu yapılarda iltihaplanma meydana gelmesi yüz bölgesindeki bu boşluklarda tazyik hissinin oluşmasına ve baş ağrısı gelişimine niçin olabilir.
- Spinal baş ağrıları, beyin omurilik sıvısının azalmasına bağlı olarak meydana gelir. Bu duruma en sık olarak epidural ya da spinal anestezi işlemleri sonrasında rastlanılır.
Bu sebepler haricinde meydana getirilen bazı çalışmaların sonucunda hanımefendilerin ortalama olarak %39’unda doğumu takiben ilk yedi gün içinde baş ağrısı ortaya çıktığını tespit etmiştir. Postpartum baş ağrısı olarak tanımlanan bu durum östrojen seviyesindeki değişim sebebiyle ortaya çıkıyor olabilir. Doğum sonrası östrojen seviyesinin düşmesi hem de depresyon gelişimi ile de sonuçlanabilir. Östrojen seviyesine ek olarak stres, uyku hijyeninin bozulması, halsizlik ve dehidratasyon benzer biçimde durumlar da postpartum baş ağrısı gelişiminde rol oynayan faktörler içinde yer alır.
Devamlı baş ağrıları niçin olur?
Devamlı ağrılarda sekonder bir niçin olup olmadığı araştırılmalıdır. Daha ilkin periyodik gelen ağrıları olan hastalarda bu ağrılar süreklilik kazanmış ise hastanın fazlaca sayıda ağrı kesici ilaç kullanmış olabileceği ya da altta ruhsal sebeplerin yatıyor olduğu olasılığı akla gelebilir. Sadece beyin kanaması sonrası oluşan hematom (kan toplanması), beyin toplar damarlarında pıhtı, menenjit ve temporal arterit benzer biçimde hastalıkların da geçmeyen baş ağrısı sebebi olabileceği unutulmamalıdır.
Baş ağrısı iyi mi geçer?
Baş ağrısında eğer altta yatan bir sıhhat problemi var ise (sinüs enfeksiyonu vs. benzer biçimde) mevzunun uzmanı hekimden ilgili tedavi alınır. Bunun haricinde primer baş ağrılarında, bilhassa de migrende, nöroloji uzmanı tıbbi özgeçmişinizi alarak ve muayene ederek ilgili tedaviyi başlatır.
Baş ağrısı tedavisinde denenecek birçok ilaç bulunur. Migren tedavisindeki hedef, tetikleyici faktörleri azaltmak, sinir sistemindeki hassasiyeti ve ağrı esnasında ortaya çıkan damar ve damar çevresindeki vakaları baskılamaktır. Temel tedavi, koruyucu ve atak tedavisi olmak suretiyle ikiye ayrılır. Burada hastanın ağrılarının sıklığı tedavi sonucunda etkilidir. Mesela, hastanın ağrıları ayda bir tek bir iki kez görülüyorsa, bu hasta için atak tedavisi planlanır.
Ağrının kontrolü amacıyla rahat ağrı kesiciler, nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, ergotamin etken maddeli ilaçlar yada triptan grubu ilaçlara başvurulabilir. Ağrı kesici ilaçlar genel anlamda masum görünen ilaçlar olsa da, devamlı kullanıldıklarında bilhassa böbrek parankimi ve öteki organlar üstünde geri dönüşümsüz hasarları olabilir. Bundan dolayı devamlı kullanımı tavsiye edilmez. Ağrı kesiciler atağın başlangıcında alınmalıdır.
Koruyucu-önleyici tedavi ise bir ay içinde atak sayısı dört ve üstünde ise tercih edilir. Koruyucu tedavide ilaçlar her gün alınır. Kalp ilaçları, depresyon ilaçları yada epilepsi ilaçları bu amaçla kullanılır. Bu tip ilaçlar, kesinlikle doktorun reçetelendirmesi olmadan ve danışılmadan alınmamalıdır.
Tüm bu tedaviler haricinde baş ağrılarında kullanılan bir ekip alternatif tedavi şekilleri vardır. Bunlara örnek olarak;
- Gerilim tipi baş ağrısında biofeedback (geri iletim – gevşeme eğitimi),
- Migrende akupunktur
- Kronik ağrılarda derin doku masajı benzer biçimde terapiler nefes egzersizleri, aromaterapi, riboflavin, magnezyum, ‘feverfew’ bitkisi içeren ürünler bazı kişilerde katkı sağlayabilen uygulamalar içinde yer alır.
Botox son yıllarda baş ağrısı tedavisinde de kullanılmaya başlansa da, sık gelen ve kronik ağrılarda bir tedavi alternatifi olmakla beraber fazlaca pahalı olması sebebiyle öncelikli olarak kullanılan, ergonomik bir tedavi değildir.
Baş ağrısını engellemek için bir ekip yaşam stili değişimleri yapabilirsiniz. Bu tarz şeyleri şu şekilde sıralayabiliriz.
- Baş ağrısı tetikleyicilerinizi keşfedin, genel anlamda günün hangi saati ve hangi aktiviteleri yaptıktan sonrasında başınızın daha çok ağrıdığını hissettiğiniz not edin. Bu aktiviteleri imkanınız var ise azaltın.
- Alkol tüketiminizi sınırlayın. Alkol bilhassa de kırmızı şarap baş ağrısına niçin olmaktadır.
- Nitrat içeren işlenmiş gıdalar, baş ağrısına niçin olabilir. Bu gıdalara örnek olarak çikolata, işlenmiş etler verilebilir. Nitratlar vücuttaki kan damarlarına tesir ederler. Bundan dolayı beyindeki damarlar ile etkileşime girerek baş ağrısına sebep olabileceği düşünülmektedir.
- Uyku kalitesi ve süresi sıhhatli yaşam için mühim olmasının yanı sıra migren yada baş ağrısı ataklarından korunmak için de mühim bir unsurdur.
- Uzun süre bilgisayar ya da cep telefonu kullanımı sonrasında ense kaslarında bir ekip yorulmalar ve ağrılar gözlenebilir. Bu benzer biçimde durumlarda sık sık pozisyon değişiklik yapmak ağrı duymayı engelleyebilir.
- Açlık bir baş ağrısı tetikleyici olduğundan dolayı öğünleri atlamamak baş ağrısından korunmak için önemlidir.
- Bazı baş ağrı çeşitleri stres ile direkt ilişkilidir. Bundan dolayı yaşamınızda stresle başa çıkmak hem baş ağrılarınızın kontrolü hem de yaşam kalitenizi artırmanız açısından fazlaca önemlidir.
Başı ağrıyan hasta ne süre kesinlikle doktora başvurmalı sorusunun yanıtı şu şekilde özetlenebilir:
- Ağrı devamlı ve artan şiddette ise
- İlk kez ağrıyla tanışan kişinin yaşı 10’un altında, 50’nin üstündeyse,
- Daha ilkin mevcut olan ağrının sertliği, şekli değiştiyse, tedaviye yanıt vermiyorsa,
- Uykudan uyandırıyorsa
- Işığa karşı duyarlılık, bulantı ve kusma benzer biçimde emareler eşlik ediyorsa
- Ateş yada boyun sertliği ile beraber baş ağrısı var ise
- Baş ağrısı şimdiye kadar hayatında karşılaşmış olduğu en şiddetli ağrıysa ve ağrı bir fizyolojik aktivite esnasında (ağır bir yük kaldırmak, cinsel ilişki) ortaya çıkmış yada sertliğini arttırmışsa kesinlikle doktora gitmek gerekir.
Kendinizde yukarıda bulunan etmenleri gözlemliyorsanız muhakkak bir nöroloji uzmanına danışın.
Baş ağrısı nedir?
by admin • Genel Hastalıklar Tags: Baş ağrısı belirtileri, Baş ağrısı nedir, Baş ağrısı tedavisi • 0 Comments
Başın herhangi bir bölgesinde meydana gelen baş ağrısı, tüm insanlığın yaşamının bir bölümünde deneyim etmiş olduğu bir şikayettir. Acil servislere meydana getirilen müracaat sebepleri içinde ise %3’lük dilimi kapsar. Baş ağrılarının %96’sı iyi huylu karakterdedir sadece geri kalan fena seyirli bağ ağrısı vakaları, erken müdahalenin yaşam kurtarıcı olduğu acil durumlar arasındadır. Acil servis hekimleri bu biçim seyretme eğilimindeki vakaları dikkatlice çözümleme ederek hastanın tıbbi öyküsünü alır ve fizik muayenesini gerçekleştirir. Sonrasında altta yatan duruma dair bir düşünce elde etmek amacıyla çeşitli laboratuvar tekniklerine ve radyolojik görüntüleme yöntemlerine başvurulur.
Baş ağrısı çeşitleri nedir?
Internasyonal Baş Ağrısı Derneği, baş ağrılarını 14 ana grup ve yüzlerce alt grup halinde sınıflandırmıştır. Baş ağrıları altta yatan başka bir sıhhat problemi sebebiyle oluşmuyor ve direkt doğruya baş ağrısı tablosuyla ortaya çıkıyorsa, buna primer baş ağrısı denir. En fazlaca gözlenen tipleri migren, gerilim tipi ve küme baş ağrılarıdır.
Sekonder baş ağrıları ise yüzde 10 oranında görülen, sebebi belli bir hastalığa bağlı olarak, beyin damar hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları, beyin tümörleri, göz hastalıkları, sinüzit, menenjit benzer biçimde hastalıkların seyri esnasında ortaya çıkan baş ağrılarıdır.
Dünya Sıhhat Örgütü (WHO), neredeyse her insanın yaşamının bir bölümünde baş ağrısı yaşadığını belirtmektedir. Baş ağrısı her ne kadar “başın herhangi bir bölümünde meydana gelen ağrı hissi” olarak tanımlanıyor olsa da bu şikayetin ciddiyeti kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Bazı belirtilerin eşlik etmiş olduğu baş ağrıları acil müdahale gerektiren ağrılar olduğundan dikkatli olunması gerekir. Ense sertliği, deri döküntüsü, kusma, sersemlik, konuşma güçlüğü, 38 aşama ve üstü ateş, vücudun bir bölümünün nüzul olması yada görme kaybı benzer biçimde belirtilerin baş ağrısına eşlik etmesi, mevcut durumun acil müdahale edilmesi gerekebilen baş ağrısı olarak nitelendirilmesini sağlar.
Primer baş ağrıları hem bir emare hem de tek başına birer olgu olarak kabul edilirler. Bu baş ağrılarında tetikleyici unsur herhangi bir hastalık ya da alerjik durum değildir. Primer baş ağrıları epizodik (ataklar şeklinde) yada kronik (uzun seyirli) olarak meydana gelebilir. Epizodik baş ağrıları ara sıra belirgenleşip sonrasında kaybolma eğiliminde olan ağrılardır. Epizodik baş ağrılarının süresi 30 dakika ile birkaç saat içinde değişim gösterir. Kronik baş ağrıları sürekli ağrılardır. Çoğu zaman bir ayın bir çok gününde mevcut olan bu ağrılar günlerce sürebilir. Bu biçim baş ağrılarının tedavisinde ağrı denetim yöntemlerine başvurulması esastır.
Birçok değişik türde baş ağrısı mevcuttur:
En sık karşılaşılan baş ağrısı türü gerilim tipi baş ağrısıdır ve bu durum çoğu zaman 20 yaş üstündeki hanımefendileri etkisinde bırakır. Hastalar gerilim tipi baş ağrısınının başın çevresinde sıkı bir halde bant varmış benzer biçimde hissettirdiğini ifade eder. Gerilim tipi baş ağrıları boyun ve kafatasında yer edinen kasların gerilmesi sonucu meydana gelebilir. Vücudun yanlış pozisyonda uzun süre tutulması ya da stres benzer biçimde durumlar gerilim tipi baş ağrısı için kolaylaştırıcı faktörler içinde değerlendirilir.
Küme tipi baş ağrısı, zonklayıcı türde olmayan sadece yüzün bir tarafında yada göz arkasında belirgin yanıcı tarzda ağrı ile karakterizedir. Bu tip baş ağrıları ortaya çıktıktan sonrasında gözlerde sulanma ve burun akıntısı benzer biçimde emareler baş ağrısına birlikte rol alır. Uzun bir süre süresince devam etme eğiliminde olan küme tipi baş ağrısında bu süreç kimi zaman 6 hafta sürer. Küme tipi baş ağrıları haftanın her günü ve kimi zaman günde bir kezden fazla sayıda ortaya çıkabilir. Ortaya çıkmasının altında yatan niçin tam olarak anlaşılamamış olsa da, bu ender tipteki baş ağrılarından en fazlaca 20 ile 40 yaş arasındaki erkekler etkilenir.
Küme tipi baş ağrıları ataklar şeklinde meydana gelir. Bu atakların süresi ise kişiden kişiye değişmekle beraber 15 dakika ile 3 saat arasındadır. Bir çok hastada averaj olarak günde 1-4 arası sayıda atak meydana gelir. Bu ataklar çoğu zaman günün aynı saatinde oluşma eğilimindedir. Bir atağın bitiminin peşinden diğeri oluşarak kümelenme gösterirler.
Ciddi seyirli bir baş ağrısı türü olan migren, çoğu zaman yüzün bir tek bir yarısında ortaya çıkan zonklayıcı tarzda baş ağrısıdır. Migren kendi içinde birçok alt türe ayrılır. Kronik migren baş ağrısı bu alt türlerden biridir ve bir aylık sürenin minimum 15 gününde ortaya çıkar. Bir öteki migren türü olan hemiplejik migrende ise inme benzeri şikayetler meydana gelir. Bu tip bir migren hastasında baş ağrısı olmadan bulantı, görme sorunları ve sersemlik benzer biçimde emareler oluşur.
Bazı migren hastalarında baş ağrısına çeşitli görsel emareler de eşlik edebilir. Bu durum bu hasta grubunda ortalama olarak her 5 kişiden 1’ini etkisinde bırakır ve bu emareler baş ağrısı oluşmadan ilkin meydana gelme eğilimindedir. Aura periyodu olarak adlandırılan bu süreçte kişiler, yanıp sönen ışıklar, parıltılar, çapraz çizgiler, yıldız ya da kör nokta benzer biçimde görsel problemler yaşadıklarını tanım etmektedir. Aura döneminde, yüzün ya da vücudun bir bölümünde meydana gelen karıncalanma ya da konuşma güçlüğü benzer biçimde emareler de semptomlar içinde yer alabilir. Sadece bu migren emareleri ile inme belirtilerinin benzerlik göstermesi sebebiyle bu biçim şikayeti bulunan kişilerin en kısa sürede sıhhat kuruluşlarına başvurması önerilir.
Migren baş ağrısı ailesel geçiş gösteriyor olabilir bundan dolayı çeşitli sinir sistemi durumları ile ilişkili olabileceği düşünülür. Hanımefendiler erkeklere gore migrene ortalama olarak 3 kat daha yatkındır.
Gök gürültüsü baş ağrısı, ansızın ortaya çıkan, beklenmedik ve ciddi seyirli bir baş ağrısı tipidir. Hiçbir uyarıcı bulgu olmadan kurnazca adım atar ve ortalama 5 dakika süresince devam eder. Bu baş ağrısı bilhassa beyindeki kan damarlarını ilgilendiren ve en kısa sürede müdahale edilmesi ihtiyaç duyulan problemlere bağlı olarak oluşur.
Yüksek gerilim (kan basıncının yükselmesi), bazı kişilerde baş ağrısı şikayetinin oluşumuna niçin olabilir. Tansiyona bağlı oluşan baş ağrısı tıbbi desteğe işaret eden alarm bulgulardan biri kabul edilir. Hipertansiyon baş ağrısı başın her iki tarafını da etkisinde bırakır ve karakteristik olarak fizyolojik aktivite esnasında kötüleşme eğilimindedir. Pulsatil (atım şeklinde) olarak oluşan ağrıya görme kaybı, uyuşukluk, burun kanaması, göğüs ağrısı ve nefes darlığı benzer biçimde mühim emareler eşlik edebilir.
Baş ağrısı sebepleri nedir?
Baş ağrısının sebepleri nedir sorusuna verilecek yanıt baş ağrısının tipine gore değişmektedir. Mesela; primer tipi baş ağrılarında, genetik olarak yatkın kişilerde, çevresel faktörler beyinde bir aktivasyon yaratırlar. Bu aktivasyon, beyin damarlarında genişleme yapar ve kimyasal maddeler açığa çıkar. Bunlar sinirleri uyararak ağrıya niçin olur.
Sekonder tip baş ağrılarının altında ise fazlaca değişik niçin olabilir. Mesela enfeksiyonlar (sinüs, kulak, beyin zarı iltihapları), kan damarlarındaki hasarlar (anevrizma, malformasyonlar, damar tıkanıklıkları), tümörler, hipertansiyon nedenlerden bir tek birkaç tanesidir. Bu sebeple sekonder tip baş ağrılarının sebebinin belirlenmesi dirimsel ehemmiyet taşır. Ek olarak hanımlarda tane esnasında baş ağrısı da görülebilir. Bunun haricinde stres de mühim bir tetikleyici faktördür.
Sekonder tip baş ağrısı sebepleri şu şekilde özetlenebilir:
Bu sebepler haricinde meydana getirilen bazı çalışmaların sonucunda hanımefendilerin ortalama olarak %39’unda doğumu takiben ilk yedi gün içinde baş ağrısı ortaya çıktığını tespit etmiştir. Postpartum baş ağrısı olarak tanımlanan bu durum östrojen seviyesindeki değişim sebebiyle ortaya çıkıyor olabilir. Doğum sonrası östrojen seviyesinin düşmesi hem de depresyon gelişimi ile de sonuçlanabilir. Östrojen seviyesine ek olarak stres, uyku hijyeninin bozulması, halsizlik ve dehidratasyon benzer biçimde durumlar da postpartum baş ağrısı gelişiminde rol oynayan faktörler içinde yer alır.
Devamlı baş ağrıları niçin olur?
Devamlı ağrılarda sekonder bir niçin olup olmadığı araştırılmalıdır. Daha ilkin periyodik gelen ağrıları olan hastalarda bu ağrılar süreklilik kazanmış ise hastanın fazlaca sayıda ağrı kesici ilaç kullanmış olabileceği ya da altta ruhsal sebeplerin yatıyor olduğu olasılığı akla gelebilir. Sadece beyin kanaması sonrası oluşan hematom (kan toplanması), beyin toplar damarlarında pıhtı, menenjit ve temporal arterit benzer biçimde hastalıkların da geçmeyen baş ağrısı sebebi olabileceği unutulmamalıdır.
Baş ağrısı iyi mi geçer?
Baş ağrısında eğer altta yatan bir sıhhat problemi var ise (sinüs enfeksiyonu vs. benzer biçimde) mevzunun uzmanı hekimden ilgili tedavi alınır. Bunun haricinde primer baş ağrılarında, bilhassa de migrende, nöroloji uzmanı tıbbi özgeçmişinizi alarak ve muayene ederek ilgili tedaviyi başlatır.
Baş ağrısı tedavisinde denenecek birçok ilaç bulunur. Migren tedavisindeki hedef, tetikleyici faktörleri azaltmak, sinir sistemindeki hassasiyeti ve ağrı esnasında ortaya çıkan damar ve damar çevresindeki vakaları baskılamaktır. Temel tedavi, koruyucu ve atak tedavisi olmak suretiyle ikiye ayrılır. Burada hastanın ağrılarının sıklığı tedavi sonucunda etkilidir. Mesela, hastanın ağrıları ayda bir tek bir iki kez görülüyorsa, bu hasta için atak tedavisi planlanır.
Ağrının kontrolü amacıyla rahat ağrı kesiciler, nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, ergotamin etken maddeli ilaçlar yada triptan grubu ilaçlara başvurulabilir. Ağrı kesici ilaçlar genel anlamda masum görünen ilaçlar olsa da, devamlı kullanıldıklarında bilhassa böbrek parankimi ve öteki organlar üstünde geri dönüşümsüz hasarları olabilir. Bundan dolayı devamlı kullanımı tavsiye edilmez. Ağrı kesiciler atağın başlangıcında alınmalıdır.
Koruyucu-önleyici tedavi ise bir ay içinde atak sayısı dört ve üstünde ise tercih edilir. Koruyucu tedavide ilaçlar her gün alınır. Kalp ilaçları, depresyon ilaçları yada epilepsi ilaçları bu amaçla kullanılır. Bu tip ilaçlar, kesinlikle doktorun reçetelendirmesi olmadan ve danışılmadan alınmamalıdır.
Tüm bu tedaviler haricinde baş ağrılarında kullanılan bir ekip alternatif tedavi şekilleri vardır. Bunlara örnek olarak;
Botox son yıllarda baş ağrısı tedavisinde de kullanılmaya başlansa da, sık gelen ve kronik ağrılarda bir tedavi alternatifi olmakla beraber fazlaca pahalı olması sebebiyle öncelikli olarak kullanılan, ergonomik bir tedavi değildir.
Baş ağrısını engellemek için bir ekip yaşam stili değişimleri yapabilirsiniz. Bu tarz şeyleri şu şekilde sıralayabiliriz.
Başı ağrıyan hasta ne süre kesinlikle doktora başvurmalı sorusunun yanıtı şu şekilde özetlenebilir:
Kendinizde yukarıda bulunan etmenleri gözlemliyorsanız muhakkak bir nöroloji uzmanına danışın.