Boğaz ağrısı enfeksiyon hastalıklarından yaralanmalara kadar birçok şekilde ortaya çıkabilir. Sadece ağrıların yüzde doksanlık kısmı virüslerden doğar. Soğuk algınlığı, grip, tükürük yöntemiyle bulaşan bir hastalık olan mononükleoz, kızamık, su çiçeği ve kabakulak boğaz ağrısı sebeplerinin başlıcalarını oluşturur. Kızamık, su çiçeği ve kabakulak çoğunlukla çocuklarda görülmekle beraber boğaz ağrısı bu hastalıklara birlikte rol alır. Soğuk algınlığı ve grip ise çoğunlukla boğaz ağrısı ile beraber kendini gösterir.
Bunun yanında bakteriyel enfeksiyonlar da boğaz ağrısına niçin olabilir. Bakteriyel enfeksiyonların niçin olduğu boğaz ağrılarında, boğazda pamuksu, beyaz bir görüntüde irin gözlemlenebilir.
Herhangi bir maddeye karşı alerjinizin olması o madde ile karşılaşmanız sonrasında bağışıklık sisteminizin bu madde zararsız olsa bile aşırı tepki verdiği durumları tanımlar. Çeşitli gıda maddeleri, bitkiler, toz, polen ve öteki bitkisel maddelere karşı alerji meydana gelebilir. Ek olarak bağışıklık sistemi polen, çim ve evcil hayvan benzer biçimde alerji tetikleyicilere tepki gösterdiğinde; burun tıkanıklığı, göz sulanması, hapşırma ve boğaz tahrişi benzer biçimde semptomlara yol açan kimyasallar özgür bırakabilir. Bu benzer biçimde durumlarda burunda oluşan aşırı mukus boğaz arkasına damlayabilir.
Postnazal damlama olarak anlatılan bu akıntı boğazı tahriş eder ve boğaz ağrısı oluşur. Aşırı üretilmiş mukusun genizin arkasında sinüslerden devamlı damlaması, mevsimsel değişimler, çeşitli ilaçlar, baharatlı yiyecekler, septum deviasyonu ve kuru hava benzer biçimde durumlarla hastalık tetiklenebilir. Postnazal damlaması olan kişilerde boğaz ağrısına ek olarak ateşin olmaması, fena ağız kokusu, devamlı yutkunma ihtiyacı olmaması, gece kötüleşen öksürük ve midede aşırı mukus birikimi sonrası bulantı benzer biçimde öteki emareler de ortaya çıkabilir.
Kuru havalardan ya da nefes alıp vermeyi ağızdan gerçekleştirilmesinden dolayı bazen ağız kuruyabilir ve bu da boğaz kuruluğuna niçin olabilir. Bu şekilde durumlarda da boğaz ağrısı bir emare olarak karşımıza çıkabilir.
Isıtıcıların ve klimaların çalmış olduğu kış aylarında, kapalı alanlarda oldukça fazla bulunan insanlarda boğaz kuruluğu gözükebilir ve bu da boğaz ağrısına niçin olur. Hava kirliliği, sigara ve tütün mamulleri kullanımı da boğaz ağrısının ortaya çıkmasında mühim etkenlerdendir.
Bu nedenlerden bazıları geçmeyen ve uzun soluklu (kronik) olarak devam eden boğaz ağrısına niçin olabilir. Geçmeyen boğaz ağrısı bir grup mühim bulaşıcı hastalık dahil olmak suretiyle birçok nedene bağlı olarak meydana gelebilir. Alerji, postnazal damlama, ağızdan nefes alıp verme, reflü benzer biçimde durumlara ek olarak mononükleoz ve gonore benzer biçimde bulaşıcı hastalıklar esnasında da geçmeyen boğaz ağrısı ortaya çıkabilir.
Ağızdan nefes alma bilhassa uyku esnasında devam eden kronik bir hal aldığında tekrarlayan boğaz ağrısına niçin olabilir. Bu sebeple oluşan boğaz ağrısı sabah ilk uyanıldığında belirgin olup, sıvı tüketimi ile beraber gerileme eğilimine girebilir. Ağız kuruluğu ve boğaz ağrısına ek olarak ses kısıklığı, halsizlik, ağız kokusu, sersemlik ve göz çevresinde renk koyulaşması benzer biçimde emareler ortaya çıkabilir.
Reflü hastalığı, yiyecek borusunun mide ile birleşme bölgesinde besinlerin geçmesine müsaade eden yapıdaki bir mesele sebebiyle mide asidinin geri kaçmasını tanımlayan rahatsızlıktır. Kimi zaman bu mide içinde ne olduğunun yiyecek borusuna geri dönmesi boğaz ağrısı ile sonuçlanabilir. Reflü hastalığına haiz kişilerde geçmeyen boğaz ağrısı haricinde, göğüs bölgesinde yanma, ağızda ekşi tat olması ve yutkunma güçlüğü benzer biçimde öteki emareler de meydana gelebilir.
Mononükleoz hastalığı Epstein Barr virüsü (EBV) sebebiyle oluşan boğaz ağrısı ve bademcik iltihabı benzer biçimde emareler ile seyreden bir bulaşıcı hastalıktır. Mononükleoz emareleri 2 aya kadar devam edebilir ve bir çok vakada emareler orta düzeyde bir seyir izler ve kolay tedavi girişimleri ile denetim altına alınabilir. Genel olarak grip benzeri emareler ile seyreden bu hastalıkta koltuk altı ve boyun bölgesindeki lenf bezlerinde gelişme, ateş, baş ağrısı, halsizlik, kas güçsüzlüğü ve gece terlemesi benzer biçimde emareler meydana gelebilir.
Etken enfeksiyon esnasında mononükleozise haiz kişilerde geçmeyen boğaz ağrısı bu hastalığa dair mühim bir bulgu olarak karşımıza çıkar.
Geçmeyen boğaz ağrısı sebepleri içinde normalde cinsel yolla bulaşan bir hastalık olmasına karşın gonore de yer alır. Gonore, neisseria gonorrhoeae adında olan bir bakteri tarafınca oluşturulur. Bu hastalık genel olarak genital bölgede enfeksiyona niçin olsa da korunmasız oral ilişki sonrasında boğaz bölgesinde de hastalık meydana gelebilir. Boğazın etkilenmesi sonrasında boğazda geçmeyen ağrı şikayeti ortaya çıkabilir.
Boğaz ağrısına eşlik edebilecek emareleri nedir?
Boğaz ağrısına birlikte rol alan emareler ise bu durumun oluşmasındaki nedene bağlı olarak değişkenlik izah edebilir. Bazı kişiler boğaz ağrısını konuşma ve yutkunma esnasında hisseder. Bazı kişilerde ise bademciklerin üstünde püy adında olan iltihabi oluşumlar tespit edilebilir. Bu beyaz yama şeklindeki iltihaplanmalar genel olarak bakteriler kaynaklı boğaz enfeksiyonlarda ortaya çıkar.
Boğaz ağrısına eşlik edebilecek birçok emare ve bulgu mevcuttur:
- Burun tıkanıklığı
- Burun akıntısı
- Hapşırma
- Öksürme
- Ateş
- Üşüme ve titreme
- Boyun bölgesindeki bezlerde gelişme
- Ses kısıklığı
- Vücudun çeşitli bölgelerinde ağrı oluşması
- Baş ağrısı
- Yutkunma güçlüğü
- İştah kaybı
Boğaz ağrısı teşhisi iyi mi konulur?
Boğaz ağrısının çoğunlukla bir haftalık bir süreçte ortadan kalkması gerekir. Sürecin bir haftayı geçmiş olduğu durumlarda bir hekime başvurmanın zamanı gelmiş anlama gelir. Şu sebeple bir haftalık süreçte geçmeyen boğaz ağrısı, arkasında yatan ciddi bir hastalığın semptomu olabilir. Boğaz ağrısının teşhisi için ilk olarak fiziki muayene gereklidir.
Doktorlar kulak, burun ve boğazın fiziki muayenesi için ışık kaynağına haiz bir alet kullanırlar. Şişmiş bezleri (lenf düğümleri) denetlemek için boynu el ile muayene ederler. Steteskop vesilesiyle nefes alıp vermenin düzgüsel olup olmadığı mevzusunda da dinleme yaparlar.
Tüm bunların haricinde laboratuvar testleri de yapılabilir. Ağrılı boğazdan örnek almak için pamuklu bir çubuğun boğaz sıvısına sürülmesi yöntemiyle örnek alınır. Bu örnek laboratuvar ortamında incelenir. Bir çok laboratuvar birkaç dakika içinde sonuçlanabilecek antijen testi yapar. Sadece daha net informasyon için boğaz kültürü olarak adlandırılan laboratuvar testi de yapılması gerekebilir. Bu testin neticelenmesi 24 saatten 48 saate kadar sürebilir.
Süratli antijen testleri, a grubu streptokok bakterilerine bağlı ortaya çıkan boğaz ağrısında oldukça etkili bir tanı tetkikidir. Bu testin duyarlılığı %70 ile %90 içinde meydana getirilen laboratuvara gore değişkenlik izah edebilir.
Süratli antijen testleri adından da anlaşılacağı suretiyle süratli bir halde netice verse de bazı durumlarda kültür testlerine gereksinim duyulur. Kültür testi süratli antijen testlerine gore daha güvenilir ve kati sonuçlar verir. Gene boğazdan alınan sıvı örneğinin değişik bakteriler yönünden de kontrol edilmesi gerekebilir. Böylece semptomun ortaya çıkma sebebi daha net bir halde öğrenilir ve tedavi yöntemi buna gore belirlenir.
Boğaz kültürü olarak isimlendirilen bu yöntem bakterilere bağlı oluştuğu şüphelenilen kişilerde temel tanı yöntemi olarak kabul edilir sadece duyarlılığı birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik izah edebilir.
Mononükleoz kabul edilen boğaz ağrılı hastalarda bağışıklık sistemi tarafınca oluşturulan heterofil antikorların kan dolaşımında varlığı incelenebilir. Tetkikler sonucu bu hastalığın tespit edilmiş olduğu kişiler dalak yaralanmasına yatkınlık sebebiyle 6-8 haftalık bir süre zarfı botunca yakın temaslı fizyolojik aktivitelerden uzak durmalıdır.
Boğaz ağrısı tedavi şekilleri nedir?
Viral enfeksiyonlardan meydana gelen boğaz ağrıları ortalama yedi gün sonrasında kendiliğinden iyileşir ve tıbbi bir müdahale gerektirmez. Sadece meydana gelen ağrı ve ateşi önlemek amacıyla ağrı kesici ve ateş düşürücüler kullanılabilir. Çocuklarda ise semptomları hafifletmek amacıyla, çocuklar için hususi olarak dozları belirlenmiş ve üretilmiş olan ilaçların kullanılması gerekir.
Yetişkinlerde kullanılan ilaçlar çocuklarda daha ciddi yan etkilere yol açabilir. Boğaz ağrılarında aspirin kullanılması önerilmez. Şu sebeple karaciğer ve beyinde şişmeye yol açan ender rastlanan fakat dirimsel tehlikeye yol açabilecek bir durum olan Reye Sendromu ortaya çıkabilir.
Boğaz ağrısının sebebi bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanıyorsa tedavi yöntemi olarak antibiyotiklere başvurulur. Antibiyotikler oldukça ciddi ilaçlardır ve tedavinin tamamlanmaması vücudun bakterilere karşı oluşturduğu bağışıklığı zayıflatır. Bundan dolayı antibiyotik kullanırken boğaz ağrısı geçmiş olsa dahi doktorun önerilmiş olduğu antibiyotik bitene kadar kullanılmalıdır.
İlaçların belirtilen vakit aralıklarında ve belirtilen dozunda alınmaması enfeksiyonun vücudun öteki bölgelerine yayılmasına niçin olabilir. Gene antibiyotik tedavisini tamamlamamak çocuklarda romatizmal ateşe yada ciddi böbrek iltihabı riskine yol açabilir. Antibiyotiğin bir dozunun unutulması durumunda da doktora başvurulmasında yarar vardır.
Bakteriyel enfeksiyonlara bağlı ortaya çıkan boğaz ağrısı olgularında penisilin grubu antibiyotik ilaçlar hekimler tarafınca reçetelendirilebilir. Antibiyotik kullanımının çeşitli nedenlerle atlanması halinde boğazdaki bakteriyel enfeksiyon 1 hafta 10 gün süre ile devam edebilir.
Boğaz ağrısının tedaviye yanıtı altta yatan nedene gore değişim izah edebilir. Altta yatan nedene bağlı olarak ani başlangıçlı (akut) ya da uzun soluklu (kronik) bir hal alabilen boğaz ağrısı virüslere bağlı nedenlerle meydana gelmesi halinde 3-10 gün içinde gerileme eğilimindedir. Bakteriyel kaynaklı enfeksiyonlar ve alerjiye bağlı olarak ortaya çıkan boğaz ağrısı daha uzun süre ile devam edebilir. Hekimlerin bilgisi ve önerisi dahilinde uygulanabilecek çeşitli yöntemler yardımıyla boğaz ağrısı şikayetinin denetim altına alınmasında katkı sağlanabilir.
Boğaz ağrısı için bireysel tedavi şekilleri nedir?
Boğaz ağrısı için bireysel olarak uygulanabilecek birden oldukça yöntem vardır. Öncelikli olarak boğazın daima nemli kalması sağlanmalıdır. Bundan dolayı sık sık ılık su tüketilmesinde yarar vardır. Boğaz ağrısı yaşayan hastalar fazla konuşmaktan kaçınmalıdırlar. Şu sebeple fazla konuşmak boğazı yorar ve daha çok ağrıya niçin olur.
Günlük tavsiye edilen düzeyde sıvı tüketimini gerçekleştirmek boğaz ağrısı tedavisinin mühim bir parçasıdır. Sıvı eksikliğinin meydana geldiği dehidrasyon olarak anlatılan durumlarda vücut yeterince tükrük ve mukus üretimi gerçekleştiremez. Bu durum boğazın kurumasına, şişmesine ve iltihaplanmasına niçin olabilir.
Sıvı tüketilirken alkol ve kafein içeren içeceklerden kaçınılması gerekir. Şu sebeple bu içecekler dehidrasyona niçin olarak su yitirilmesine neden olur. Et suyu ve tavuk suyu çorbalar hem ihtiva ettiği vitaminler açısından önemlidir hem de ılık olarak tüketildiğinde boğaz ağrısının hafiflemesinde destek bir rol oynar. Ilık su ile karıştırılmış bal içmek de boğazı yumuşatacak ve ağrıları hafifletecektir.
Ek olarak ballı ılık su içmek boğaz ağrısı yutkunma zorluğu ne iyi gelir sorusunun da en etkili cevaplarından birisidir. Tuzlu su ile gargara yapmak da boğazı rahatlatacaktır. Bir su bardağı suya yarım çay kaşığı tuz atılarak hazırlanan karışım ile gargara yapmak ağrıların hafiflemesine destek sağlar. 6 yaşından büyük çocuklarda da gargara önerilir. Daha ufak çocuklar ise gargara yaptıktan sonrasında suyu yutma riskine haiz olduklarından önerilmemektedir.
Papatya çayı naturel bir yumuşatıcıdır. Uzun senelerdir medikal amaçlarla kullanımına devam edilen papatya çayı anti-inflamatuar, antioksidan ve damar büzücü tesirleri ile boğaz ağrısının dindirilmesine katkı sağlayabilir.
Sarımsak naturel antibakteriyel özelliklere haiz bir bitkidir. İçerisinde bulunan sülfür bağlı çeşitli maddeler enfeksiyon hastalıkları ile mücadelede etkili olabilir.
Pastiller boğazın yumuşamasına destek sağlar ve boğazın nemli kalmasını sağlar. Bundan dolayı boğaz ağrılarında kullanılabilir. Sadece 4 yaşından ufak çocuklarda yutma ve aspire etme riski olduğundan önerilmez. Sigara dumanı benzer biçimde tahriş edici etkiye haiz maddelerden kaçınmak da gereklidir.
Minik çocuk ve bebeklerde meydana gelen boğaz ağrısı oldukça kaygı verici bir durum olabilir ve yetişkinlere gore daha değişik yaklaşımlara gereksinim duyulabilir. Çocuk odalarının rutubet miktarının ayarlanması bu yaş grubunda boğaz ağrısı oluşumuna karşı atılabilecek adımların önderlik yapar. Nemlendirici cihazlar kullanılarak çocuk odası havasının nemlendirilmesi bu yaş grubundaki bireylerin boğaz ağrısı şikayetinin dindirilmesinde katkı sağlayabilir.
Boğaz ağrısı şikayeti yaşayan evlatların yaşlarına uygun olarak günlük kafi oranda sıvı tüketmeleri de mühim bir mevzudur. Bilhassa 1 yaşından ufak ufaklıklara hangi nedenle olursa olsun çeşitli hastalıkları tetikleyebileceği için bal verilmemesi önerilir.
Boğaz ağrısının bitkisel tedavisi var mıdır?
Boğaz ağrısı iyi mi geçer sorusunun birçok cevabı vardır. Evde uygulanacak bazı yöntemler etkili olurken bazı bitkisel yöntemler de tedavide kullanılabilir. Elma sirkesi yüzyıllar süresince kullanılmış, bileşeni asetik asit olan, bakterilerle savaşmaya destek bileşenlere haizdir. Bir bardak suya bir çorba kaşığı elma sirkesi ve bir çorba kaşığı bal ilave ederek içilmesi, elma sirkesinin antibakteriyel özelliği yardımıyla boğaz ağrısının hafiflemesine destek olacaktır.
Adaçayı ve ekinezya karışımı ile evde insanların kendi boğaz spreyini yapması mümkündür. 1 çay kaşığı öğütülmüş ekinezya ve 1 çay kaşığı öğütülmüş adaçayı yarım bardak kaynamış suda otuz dakika demlenir. Ondan sonra karışım süzülerek bir sprey kutusuna alınır. Ondan sonra iki saatlik aralıklarla bu spreyi kullanmak boğaz ağrısının tedavi edilmesini destekleyecektir.
Limon suyu da boğaz ağrısının tedavisinde oldukça tercih edilen naturel bir içecektir. İçerdiği C vitamini yardımıyla soğuk algınlığı ve gribe karşı vücudun savaşmasına destek olurken yapısında bulunan antioksidanlar mukoza zarını nemli tutarak boğazın kuru kalmamasına destek sağlar. Ek olarak limon suyunu tuz ve bal katarak tüketmek tesirini daha da arttırabilir.
Eğer sizin de boğaz ağrısı şikayetiniz var ise, evde uygulanabilecek bu şekilleri tercih edebilirsiniz. Sadece iyileşmeyen boğaz ağrılarında ne olursa olsun bir sıhhat kuruluşuna başvurmalısınız.
Boğaz ağrısı nedenleri nelerdir?
by admin • Genel Hastalıklar Tags: Boğaz ağrısı belirtileri, Boğaz ağrısı hastalığı, Boğaz ağrısı tedavisi • 0 Comments
Boğaz ağrısı enfeksiyon hastalıklarından yaralanmalara kadar birçok şekilde ortaya çıkabilir. Sadece ağrıların yüzde doksanlık kısmı virüslerden doğar. Soğuk algınlığı, grip, tükürük yöntemiyle bulaşan bir hastalık olan mononükleoz, kızamık, su çiçeği ve kabakulak boğaz ağrısı sebeplerinin başlıcalarını oluşturur. Kızamık, su çiçeği ve kabakulak çoğunlukla çocuklarda görülmekle beraber boğaz ağrısı bu hastalıklara birlikte rol alır. Soğuk algınlığı ve grip ise çoğunlukla boğaz ağrısı ile beraber kendini gösterir.
Bunun yanında bakteriyel enfeksiyonlar da boğaz ağrısına niçin olabilir. Bakteriyel enfeksiyonların niçin olduğu boğaz ağrılarında, boğazda pamuksu, beyaz bir görüntüde irin gözlemlenebilir.
Herhangi bir maddeye karşı alerjinizin olması o madde ile karşılaşmanız sonrasında bağışıklık sisteminizin bu madde zararsız olsa bile aşırı tepki verdiği durumları tanımlar. Çeşitli gıda maddeleri, bitkiler, toz, polen ve öteki bitkisel maddelere karşı alerji meydana gelebilir. Ek olarak bağışıklık sistemi polen, çim ve evcil hayvan benzer biçimde alerji tetikleyicilere tepki gösterdiğinde; burun tıkanıklığı, göz sulanması, hapşırma ve boğaz tahrişi benzer biçimde semptomlara yol açan kimyasallar özgür bırakabilir. Bu benzer biçimde durumlarda burunda oluşan aşırı mukus boğaz arkasına damlayabilir.
Postnazal damlama olarak anlatılan bu akıntı boğazı tahriş eder ve boğaz ağrısı oluşur. Aşırı üretilmiş mukusun genizin arkasında sinüslerden devamlı damlaması, mevsimsel değişimler, çeşitli ilaçlar, baharatlı yiyecekler, septum deviasyonu ve kuru hava benzer biçimde durumlarla hastalık tetiklenebilir. Postnazal damlaması olan kişilerde boğaz ağrısına ek olarak ateşin olmaması, fena ağız kokusu, devamlı yutkunma ihtiyacı olmaması, gece kötüleşen öksürük ve midede aşırı mukus birikimi sonrası bulantı benzer biçimde öteki emareler de ortaya çıkabilir.
Kuru havalardan ya da nefes alıp vermeyi ağızdan gerçekleştirilmesinden dolayı bazen ağız kuruyabilir ve bu da boğaz kuruluğuna niçin olabilir. Bu şekilde durumlarda da boğaz ağrısı bir emare olarak karşımıza çıkabilir.
Isıtıcıların ve klimaların çalmış olduğu kış aylarında, kapalı alanlarda oldukça fazla bulunan insanlarda boğaz kuruluğu gözükebilir ve bu da boğaz ağrısına niçin olur. Hava kirliliği, sigara ve tütün mamulleri kullanımı da boğaz ağrısının ortaya çıkmasında mühim etkenlerdendir.
Bu nedenlerden bazıları geçmeyen ve uzun soluklu (kronik) olarak devam eden boğaz ağrısına niçin olabilir. Geçmeyen boğaz ağrısı bir grup mühim bulaşıcı hastalık dahil olmak suretiyle birçok nedene bağlı olarak meydana gelebilir. Alerji, postnazal damlama, ağızdan nefes alıp verme, reflü benzer biçimde durumlara ek olarak mononükleoz ve gonore benzer biçimde bulaşıcı hastalıklar esnasında da geçmeyen boğaz ağrısı ortaya çıkabilir.
Ağızdan nefes alma bilhassa uyku esnasında devam eden kronik bir hal aldığında tekrarlayan boğaz ağrısına niçin olabilir. Bu sebeple oluşan boğaz ağrısı sabah ilk uyanıldığında belirgin olup, sıvı tüketimi ile beraber gerileme eğilimine girebilir. Ağız kuruluğu ve boğaz ağrısına ek olarak ses kısıklığı, halsizlik, ağız kokusu, sersemlik ve göz çevresinde renk koyulaşması benzer biçimde emareler ortaya çıkabilir.
Reflü hastalığı, yiyecek borusunun mide ile birleşme bölgesinde besinlerin geçmesine müsaade eden yapıdaki bir mesele sebebiyle mide asidinin geri kaçmasını tanımlayan rahatsızlıktır. Kimi zaman bu mide içinde ne olduğunun yiyecek borusuna geri dönmesi boğaz ağrısı ile sonuçlanabilir. Reflü hastalığına haiz kişilerde geçmeyen boğaz ağrısı haricinde, göğüs bölgesinde yanma, ağızda ekşi tat olması ve yutkunma güçlüğü benzer biçimde öteki emareler de meydana gelebilir.
Mononükleoz hastalığı Epstein Barr virüsü (EBV) sebebiyle oluşan boğaz ağrısı ve bademcik iltihabı benzer biçimde emareler ile seyreden bir bulaşıcı hastalıktır. Mononükleoz emareleri 2 aya kadar devam edebilir ve bir çok vakada emareler orta düzeyde bir seyir izler ve kolay tedavi girişimleri ile denetim altına alınabilir. Genel olarak grip benzeri emareler ile seyreden bu hastalıkta koltuk altı ve boyun bölgesindeki lenf bezlerinde gelişme, ateş, baş ağrısı, halsizlik, kas güçsüzlüğü ve gece terlemesi benzer biçimde emareler meydana gelebilir.
Etken enfeksiyon esnasında mononükleozise haiz kişilerde geçmeyen boğaz ağrısı bu hastalığa dair mühim bir bulgu olarak karşımıza çıkar.
Geçmeyen boğaz ağrısı sebepleri içinde normalde cinsel yolla bulaşan bir hastalık olmasına karşın gonore de yer alır. Gonore, neisseria gonorrhoeae adında olan bir bakteri tarafınca oluşturulur. Bu hastalık genel olarak genital bölgede enfeksiyona niçin olsa da korunmasız oral ilişki sonrasında boğaz bölgesinde de hastalık meydana gelebilir. Boğazın etkilenmesi sonrasında boğazda geçmeyen ağrı şikayeti ortaya çıkabilir.
Boğaz ağrısına eşlik edebilecek emareleri nedir?
Boğaz ağrısına birlikte rol alan emareler ise bu durumun oluşmasındaki nedene bağlı olarak değişkenlik izah edebilir. Bazı kişiler boğaz ağrısını konuşma ve yutkunma esnasında hisseder. Bazı kişilerde ise bademciklerin üstünde püy adında olan iltihabi oluşumlar tespit edilebilir. Bu beyaz yama şeklindeki iltihaplanmalar genel olarak bakteriler kaynaklı boğaz enfeksiyonlarda ortaya çıkar.
Boğaz ağrısına eşlik edebilecek birçok emare ve bulgu mevcuttur:
Boğaz ağrısı teşhisi iyi mi konulur?
Boğaz ağrısının çoğunlukla bir haftalık bir süreçte ortadan kalkması gerekir. Sürecin bir haftayı geçmiş olduğu durumlarda bir hekime başvurmanın zamanı gelmiş anlama gelir. Şu sebeple bir haftalık süreçte geçmeyen boğaz ağrısı, arkasında yatan ciddi bir hastalığın semptomu olabilir. Boğaz ağrısının teşhisi için ilk olarak fiziki muayene gereklidir.
Doktorlar kulak, burun ve boğazın fiziki muayenesi için ışık kaynağına haiz bir alet kullanırlar. Şişmiş bezleri (lenf düğümleri) denetlemek için boynu el ile muayene ederler. Steteskop vesilesiyle nefes alıp vermenin düzgüsel olup olmadığı mevzusunda da dinleme yaparlar.
Tüm bunların haricinde laboratuvar testleri de yapılabilir. Ağrılı boğazdan örnek almak için pamuklu bir çubuğun boğaz sıvısına sürülmesi yöntemiyle örnek alınır. Bu örnek laboratuvar ortamında incelenir. Bir çok laboratuvar birkaç dakika içinde sonuçlanabilecek antijen testi yapar. Sadece daha net informasyon için boğaz kültürü olarak adlandırılan laboratuvar testi de yapılması gerekebilir. Bu testin neticelenmesi 24 saatten 48 saate kadar sürebilir.
Süratli antijen testleri, a grubu streptokok bakterilerine bağlı ortaya çıkan boğaz ağrısında oldukça etkili bir tanı tetkikidir. Bu testin duyarlılığı %70 ile %90 içinde meydana getirilen laboratuvara gore değişkenlik izah edebilir.
Süratli antijen testleri adından da anlaşılacağı suretiyle süratli bir halde netice verse de bazı durumlarda kültür testlerine gereksinim duyulur. Kültür testi süratli antijen testlerine gore daha güvenilir ve kati sonuçlar verir. Gene boğazdan alınan sıvı örneğinin değişik bakteriler yönünden de kontrol edilmesi gerekebilir. Böylece semptomun ortaya çıkma sebebi daha net bir halde öğrenilir ve tedavi yöntemi buna gore belirlenir.
Boğaz kültürü olarak isimlendirilen bu yöntem bakterilere bağlı oluştuğu şüphelenilen kişilerde temel tanı yöntemi olarak kabul edilir sadece duyarlılığı birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik izah edebilir.
Mononükleoz kabul edilen boğaz ağrılı hastalarda bağışıklık sistemi tarafınca oluşturulan heterofil antikorların kan dolaşımında varlığı incelenebilir. Tetkikler sonucu bu hastalığın tespit edilmiş olduğu kişiler dalak yaralanmasına yatkınlık sebebiyle 6-8 haftalık bir süre zarfı botunca yakın temaslı fizyolojik aktivitelerden uzak durmalıdır.
Boğaz ağrısı tedavi şekilleri nedir?
Viral enfeksiyonlardan meydana gelen boğaz ağrıları ortalama yedi gün sonrasında kendiliğinden iyileşir ve tıbbi bir müdahale gerektirmez. Sadece meydana gelen ağrı ve ateşi önlemek amacıyla ağrı kesici ve ateş düşürücüler kullanılabilir. Çocuklarda ise semptomları hafifletmek amacıyla, çocuklar için hususi olarak dozları belirlenmiş ve üretilmiş olan ilaçların kullanılması gerekir.
Yetişkinlerde kullanılan ilaçlar çocuklarda daha ciddi yan etkilere yol açabilir. Boğaz ağrılarında aspirin kullanılması önerilmez. Şu sebeple karaciğer ve beyinde şişmeye yol açan ender rastlanan fakat dirimsel tehlikeye yol açabilecek bir durum olan Reye Sendromu ortaya çıkabilir.
Boğaz ağrısının sebebi bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanıyorsa tedavi yöntemi olarak antibiyotiklere başvurulur. Antibiyotikler oldukça ciddi ilaçlardır ve tedavinin tamamlanmaması vücudun bakterilere karşı oluşturduğu bağışıklığı zayıflatır. Bundan dolayı antibiyotik kullanırken boğaz ağrısı geçmiş olsa dahi doktorun önerilmiş olduğu antibiyotik bitene kadar kullanılmalıdır.
İlaçların belirtilen vakit aralıklarında ve belirtilen dozunda alınmaması enfeksiyonun vücudun öteki bölgelerine yayılmasına niçin olabilir. Gene antibiyotik tedavisini tamamlamamak çocuklarda romatizmal ateşe yada ciddi böbrek iltihabı riskine yol açabilir. Antibiyotiğin bir dozunun unutulması durumunda da doktora başvurulmasında yarar vardır.
Bakteriyel enfeksiyonlara bağlı ortaya çıkan boğaz ağrısı olgularında penisilin grubu antibiyotik ilaçlar hekimler tarafınca reçetelendirilebilir. Antibiyotik kullanımının çeşitli nedenlerle atlanması halinde boğazdaki bakteriyel enfeksiyon 1 hafta 10 gün süre ile devam edebilir.
Boğaz ağrısının tedaviye yanıtı altta yatan nedene gore değişim izah edebilir. Altta yatan nedene bağlı olarak ani başlangıçlı (akut) ya da uzun soluklu (kronik) bir hal alabilen boğaz ağrısı virüslere bağlı nedenlerle meydana gelmesi halinde 3-10 gün içinde gerileme eğilimindedir. Bakteriyel kaynaklı enfeksiyonlar ve alerjiye bağlı olarak ortaya çıkan boğaz ağrısı daha uzun süre ile devam edebilir. Hekimlerin bilgisi ve önerisi dahilinde uygulanabilecek çeşitli yöntemler yardımıyla boğaz ağrısı şikayetinin denetim altına alınmasında katkı sağlanabilir.
Boğaz ağrısı için bireysel tedavi şekilleri nedir?
Boğaz ağrısı için bireysel olarak uygulanabilecek birden oldukça yöntem vardır. Öncelikli olarak boğazın daima nemli kalması sağlanmalıdır. Bundan dolayı sık sık ılık su tüketilmesinde yarar vardır. Boğaz ağrısı yaşayan hastalar fazla konuşmaktan kaçınmalıdırlar. Şu sebeple fazla konuşmak boğazı yorar ve daha çok ağrıya niçin olur.
Günlük tavsiye edilen düzeyde sıvı tüketimini gerçekleştirmek boğaz ağrısı tedavisinin mühim bir parçasıdır. Sıvı eksikliğinin meydana geldiği dehidrasyon olarak anlatılan durumlarda vücut yeterince tükrük ve mukus üretimi gerçekleştiremez. Bu durum boğazın kurumasına, şişmesine ve iltihaplanmasına niçin olabilir.
Sıvı tüketilirken alkol ve kafein içeren içeceklerden kaçınılması gerekir. Şu sebeple bu içecekler dehidrasyona niçin olarak su yitirilmesine neden olur. Et suyu ve tavuk suyu çorbalar hem ihtiva ettiği vitaminler açısından önemlidir hem de ılık olarak tüketildiğinde boğaz ağrısının hafiflemesinde destek bir rol oynar. Ilık su ile karıştırılmış bal içmek de boğazı yumuşatacak ve ağrıları hafifletecektir.
Ek olarak ballı ılık su içmek boğaz ağrısı yutkunma zorluğu ne iyi gelir sorusunun da en etkili cevaplarından birisidir. Tuzlu su ile gargara yapmak da boğazı rahatlatacaktır. Bir su bardağı suya yarım çay kaşığı tuz atılarak hazırlanan karışım ile gargara yapmak ağrıların hafiflemesine destek sağlar. 6 yaşından büyük çocuklarda da gargara önerilir. Daha ufak çocuklar ise gargara yaptıktan sonrasında suyu yutma riskine haiz olduklarından önerilmemektedir.
Papatya çayı naturel bir yumuşatıcıdır. Uzun senelerdir medikal amaçlarla kullanımına devam edilen papatya çayı anti-inflamatuar, antioksidan ve damar büzücü tesirleri ile boğaz ağrısının dindirilmesine katkı sağlayabilir.
Sarımsak naturel antibakteriyel özelliklere haiz bir bitkidir. İçerisinde bulunan sülfür bağlı çeşitli maddeler enfeksiyon hastalıkları ile mücadelede etkili olabilir.
Pastiller boğazın yumuşamasına destek sağlar ve boğazın nemli kalmasını sağlar. Bundan dolayı boğaz ağrılarında kullanılabilir. Sadece 4 yaşından ufak çocuklarda yutma ve aspire etme riski olduğundan önerilmez. Sigara dumanı benzer biçimde tahriş edici etkiye haiz maddelerden kaçınmak da gereklidir.
Minik çocuk ve bebeklerde meydana gelen boğaz ağrısı oldukça kaygı verici bir durum olabilir ve yetişkinlere gore daha değişik yaklaşımlara gereksinim duyulabilir. Çocuk odalarının rutubet miktarının ayarlanması bu yaş grubunda boğaz ağrısı oluşumuna karşı atılabilecek adımların önderlik yapar. Nemlendirici cihazlar kullanılarak çocuk odası havasının nemlendirilmesi bu yaş grubundaki bireylerin boğaz ağrısı şikayetinin dindirilmesinde katkı sağlayabilir.
Boğaz ağrısı şikayeti yaşayan evlatların yaşlarına uygun olarak günlük kafi oranda sıvı tüketmeleri de mühim bir mevzudur. Bilhassa 1 yaşından ufak ufaklıklara hangi nedenle olursa olsun çeşitli hastalıkları tetikleyebileceği için bal verilmemesi önerilir.
Boğaz ağrısının bitkisel tedavisi var mıdır?
Boğaz ağrısı iyi mi geçer sorusunun birçok cevabı vardır. Evde uygulanacak bazı yöntemler etkili olurken bazı bitkisel yöntemler de tedavide kullanılabilir. Elma sirkesi yüzyıllar süresince kullanılmış, bileşeni asetik asit olan, bakterilerle savaşmaya destek bileşenlere haizdir. Bir bardak suya bir çorba kaşığı elma sirkesi ve bir çorba kaşığı bal ilave ederek içilmesi, elma sirkesinin antibakteriyel özelliği yardımıyla boğaz ağrısının hafiflemesine destek olacaktır.
Adaçayı ve ekinezya karışımı ile evde insanların kendi boğaz spreyini yapması mümkündür. 1 çay kaşığı öğütülmüş ekinezya ve 1 çay kaşığı öğütülmüş adaçayı yarım bardak kaynamış suda otuz dakika demlenir. Ondan sonra karışım süzülerek bir sprey kutusuna alınır. Ondan sonra iki saatlik aralıklarla bu spreyi kullanmak boğaz ağrısının tedavi edilmesini destekleyecektir.
Limon suyu da boğaz ağrısının tedavisinde oldukça tercih edilen naturel bir içecektir. İçerdiği C vitamini yardımıyla soğuk algınlığı ve gribe karşı vücudun savaşmasına destek olurken yapısında bulunan antioksidanlar mukoza zarını nemli tutarak boğazın kuru kalmamasına destek sağlar. Ek olarak limon suyunu tuz ve bal katarak tüketmek tesirini daha da arttırabilir.
Eğer sizin de boğaz ağrısı şikayetiniz var ise, evde uygulanabilecek bu şekilleri tercih edebilirsiniz. Sadece iyileşmeyen boğaz ağrılarında ne olursa olsun bir sıhhat kuruluşuna başvurmalısınız.